Deyr ez Zor’a 10 Kilometreden Az Kaldı

Yukarıda gördüğünüz harita ağustos ayı ortalarında Suriye’deki son durumu gösteriyor. Bu gün ise Rakka’nın güneyinden geçen ve Esat rejimi ve destekçilerinin kontrolündeki bölgeyi gösteren kırmızıya boyanmış alan Deyr ez Zor’a bir iddiaya göre 2-3, başka bir iddiaya göre 10 kilometre yaklaşmış durumda.

Ne olmuş demeyin. Bu gelişme daha önceki bir yazıda da söz ettiğimiz gibi Rusya ve ABD’nin Suriye coğrafyasını Fırat’ın batısı ve doğusu olarak paylaştıkları ve birbirleriyle rekabet ettikleri yönündeki yaygın inancın yanlış olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Çünkü böyle bir rekabet olsaydı ABD’nin sadece bir Suriye
uçağını düşürmekle sınırlı kalan tepkisinin çok ötesinde davranması gerekirdi.

Birçok senaryo üzerinde düşünüldü; Güya

  • Rakka’dan çıkarılan İŞİD mensupları Deyr ez Zor’da direneceklerdi.
  • Bu bölge komşu Irak ile karşılaştırılacak düzeyde olmasa da Suriye’nin petrol üretme alanı olduğundan YPG/SDG bölgesi içine alınacaktı.
  • Deyr ez Zor’da kıstırılan İŞİD militanları yok edileceklerdi.
  • Buraya kaçanlar çöle bitişik olduğundan çölden geçip ortadan kaybolacaklardı vs.

Bütün bu senaryolar aslında Suriye Rejimi ve destekçilerinin bu bölgeye gelebilecekleri hiç hesaba katılmadan yapılmıştı. Ancak vurgulanmayan şey Deyr ez Zor şehir merkezinin hala rejim güçlerinin elinde olduğuydu, aynı PYD’de görünen Kamışlı’nın güneyi ve Haseke’nin doğusu gibi (kırmızıya boyalı yerler).

Muhtemelen Rejim ve destekçileri Rusya, İranlı Şii milisler ve Hizbullah yakında Deyr ezZor’u ele geçirecekler ve PYD/SDG’nin oluşturduğu düşünülen Türkiye sınırının güneyindeki yarım koridoru güneyden kapatacaklar. ABD ise bu gelişmeye müdahale etmeyecek veya edemeyecek.

Daha batıya Afrin bölgesine bakarsak, burada da PYD/SDG’nin elinde olan bölgenin Türkiye, ÖSO, rejim ve İdlip’teki daha radikal unsurların hâkim olduğu muhalif güçler tarafından çevrelenmiş olduğunu görürüz. Kendisine tahsis edilmiş gibi görünen bölgede bile Rus ve diğerleri destekli rejim güçlerinin ilerleyişini engelleyemeyen/engellemeyen ABD’nin bu uzak bölgede güçlü bir operasyon yapması hiç de kolay olmadığına göre, gelecekte İdlip’in rejim tarafından kontrol edileceği kaçınılmaz gibi. Bu durumda PYD/SDG yine Suriye rejimi ve destekçileri ile Türkiye ve destekçileri tarafından çevrelenmiş olacak.

Bütün bunları düşününce aklıma şu geliyor. Her halde asıl paylaşıma daha uzun süre var ve Ruslarla Amerikalılar rekabet şöyle dursun etnik, mezhepsel ve verim farklılıklarını dikkate alarak çoktan anlaşmış görünüyorlar. Kendileri açısından hoş bir ümitle kanlarını ABD için seve seve akıtan PYD’lilere ise nüfuslarını da dikkate aldığımızda çok fazla bir pay ve alabilecekleri sınırlı pay içinde geçinebilme ve müreffeh yaşayabilme şansı görünmüyor.