Büyük Selçuklu Devleti

Bati Türklügünün en kalabalik ve güçlü kesimi olan Oguzlar , II. Göktürk Devleti ve Uygur Kaganligi zamaninda daha batiya göç etmek zorunda kalmisti. IX. ve X. yüzyillarda gerçeklesen ikinci göçte, Guz adiyla anilan bir kisim Oguz kitleleri Dogu Avrupa’ya kadar ilerlemis, asil kitle ise Seyhun nehri civarinda kalmistir

Seyhun bölgesine gelen Oguzlar, X. yüzyilda kislik merkezleri Yenikent olan bir siyasî teskilât olusturmuslardir. Baskanlarina Yabgu denildigi için bu devlete de Oguz Yabgu Devleti adi verilmistir. Devletin sinirlari Seyhun’dan Hazar Denizi’ne kadar uzanmaktaydi.

Ancak Oguz Yabgulularinda asil siyasî ve askerî güç yabgudan çok sübasi, yani ordu komutaninin elindeydi. Selçuklu Devleti’ne adini veren Selçuk Bey ve babasi Dukak da sübasi görevinde olup, Oguz yabgusu ile aralarinda gizli bir mücadele söz konusuydu. Nitekim kaynaklarda adi belirtilmeyen Oguz yabgusu, bir Türk zümresi üzerine sefer yapmak isteyince sübasi Dukak bu sefere itiraz etmis ve bu yüzden aralarinda kavga olmus ve gizli mücadele böylece gün yüzüne çikmistir. Bu olay Dukak’i sübasiliktan etmisse de, onun ve ailesinin Oguzlar arasindaki itibarini artirmisti. Nitekim ölümünden sonra oglu Selçuk da sübasilik görevine getirilmis, devletin askerî gücünü eline geçirmisti. Sübasi Selçuk ile yabgunun arasi da açilmis, hem bu yüzden hem de yer ve otlak darligi yüzünden, Selçuk ve emrindekiler Maverâünnehir’e göç etmek zorunda kalmislardir.

Selçuk Bey’in, Seyhun nehri kenarindaki Cent sehrine göçü (960) Selçuklu Devleti’nin ortaya çikmasini saglayacak önemli bir gelismedir. Cent’te halkin büyük bir kismi Müslüman idi. Selçuk ve kendine bagli olanlar, eski inanislariyla benzerlik gösteren bu dine sicak bakiyorlardi. Kisa bir süre sonra Islâmiyet’i kabul ettiler. Böylece siyasî ve sosyal yönden de yeni bir kimlige ve güce sahip olmuslardi. Nitekim Selçuk Bey, Oguz yabgusunun yillik vergiyi almak için gönderdigi memuru, kafire haraç verilmeyecegini söyleyerek Cent’ten kovdu. Müslüman olmayan Oguzlarla mücadele etmekten kaçinmadi. Böylece Islâm ve Türk dünyasinda söhreti gittikçe yayildi.

Müslümanligi kabul eden Oguz kitlelerinin kendisine katilmasiyla Selçuk Bey, gücünü her geçen gün daha da artirmaktaydi.

Sayilarinin gittikçe artmasi üzerine Selçuk Bey , Samaogullari hükümdarindan kendilerine yeni bir yurt gösterilmesini istedi. Buhara yakinlarindaki Nûr kasabasi yurtluk olarak gösterildi. Seyhun’u geçen Oguzlar, Nûr kasabasina yerlesti. Buna karsilik Karahanlilarla çarpisan Samanogullarina yardim edildi. Ancak Samanogullari Devleti kisa bir süre sonra yikildi (999). Ülke Karahanli ve Gazneliler tarafindan paylasildi. Yüz yasini geçmis olan Selçuk Bey 1009 tarihin de Cent’te vefat etti.

Selçuk Bey’in 4 oglu vardi: Mikâil, Arslan (Israil), Yusuf ve Musa. En büyük oglu Mikail babasi hayatta iken bir savasta ölmüstü (998). Bu sebeple Tugrul ve Çagri adindaki iki oglunu Selçuk Bey yetistirmistir. Yabgu unvanini tasiyan Arslan, babasinin ölümü üzerine basa geçti. Diger kardesi Musa ise onun yardimcisi durumundaydi.

Arslan Yabgu, Maverâünnehir’i ele geçiren Karahanlilarla mücadele etti. Karahanlilara karsi isyan eden Ali Tegin ile ittifak kurdu. Buhara’yi ele geçirdiler. Bu güç birligine karsi Gazneli Sultan Mahmut ve Karahanli Yusuf Kadir Han anlasmaya vardilar. Gazneli Mahmut, görüsmek istegi ile yanina çagirdigi Arslan Yabgu’yu tutukladi ve Hindistan’in kuzeyindeki Kalincar Kalesi’ne hapsetti (1025). Arslan Yabgu 7 sene kaldigi bu kalede öldü(1032).Tugrul ve Çagri Beyler, amcalari Arslan Yabgu’nun tutuklanmasi üzerine fiilen Oguzlarin liderleri durumuna geldiler (1025) .

Ancak gelenege uygun olarak diger amcalari Musa’yi yabgu ilân ettiler. Arslan Yabgu’nun ölümünden sonra Selçuklularda kisa süren bir daginiklik yasandi . Arslan Yabgu’ya bagli Türkmenlerin bir kismi, Gazneli Mahmut’un izniyle Horasan’ a geçti. Bunlar ileride Selçuklularin Irak ve Horasan kolunu olusturacaklardir. Arslan Yabgu ile ittifak kurmus olan Buhara hâkimi Ali Tegin, Tugrul ve Çagri Beylerin kendine bagli kalmasini istiyordu. Buna karsi çikan Tugrul ve Çagri Beyler ile Ali Tegin arasinda siddetli muharebeler cereyan etti. Selçuklular Harezm bölgesine çekilmek zorunda kaldi. Gazneli Valisi Harezmsah Altuntas’in gösterdigi bölgeye oturdular (1030 ). Ancak daha sonra, artan Gazneli tehlikesine karsi Selçuklular, Ali Tegin ve Harezm valisi ile ittifak kurdular. Harezm’de Cent Hâkimi Sah Melik tarafindan 7-8 bin Türkmen’in öldürüldügü korkunç baskin(1034), ve müttefikleri Harzemsah Harun ve Ali Tegin’in ölümleri (1035) üzerine, Selçuklular Horasan’a geçmek zorunda kaldilar.

Tugrul ve Çagri Beylerin beraberlerinde Musa Yabgu ve Ibrahim Yinal kuvvetleri oldugu hâlde, Gazneli hâkimiyetindeki Horasan’a girisleri, Gazneli sultani Mesut’u oldukça telâslandirdi. Çünkü daha önce bu bölgeye gelen Türkmenler, Gaznelileri çok ugrastirmisti. Bu sebeple Gazneli Mesut büyük bir ordu hazirladi. Ancak Nesa yakinlarinda yapilan savasta Selçuklular bu orduyu agir bir yenilgiye ugratti (Haziran 1035). Gazneli Mesut, Selçuklulara bazi bölgeleri birakmayi kabul etti. Fakat Selçuklularin kazandigi zaferi duyan Oguz kitleleri bölgeye akmaya baslamisti. Bu durum karsisinda Gaznelilerden yeni bölgeler istendi. Bu istegi geri çeviren Gazneli Mesut, Selçuklularin üstüne yeniden bir ordu gönderdi. Serahs yakinlarinda yapilan savasta Selçuklular yine büyük bir zafer kazandi (Mayis 1038). Horasan’in tamami Selçuklu hâkimiyetine geçti. Selçuklular bagimsizliklarini ilân ederek ilk idarî düzenlemeleri yaptilar. Tugrul Bey ele geçirilen Nisapur’u devlet merkezi ilân etti.

Dandanakan Savasi ve Selçuklu Devleti’nin Kurulusu

Horasan’i kaybeden Gazneli Sultani Mesut, Selçuklulara kesin bir darbe indirmek için ordusunun basina geçti. Sefer esnasinda katilanlarla birlikte Gazneli ordunun mevcudu 100 bine ulasmisti. Selçuklu kuvvetleri ise ancak 20 bini bulan hafif süvarilerden olusmaktaydi. Bu dengesizlik sebebiyle Selçuklu ordusu yipratma savasi vermeyi uygun bulmustu. Bu sebeple ordu çöllere dogru çekildi. Nisapur’a giren Gazneli Mesut, Selçuklu ordusunu takibe koyuldu. Selçuklu birliklerinin vur-kaç taktigi ile iyice yipranan Gazne ordusuna karsi meydan savasi yapma zamaninin geldigine karar veren Çagri Bey nihayet Merv yakinindaki Dandanakan Hisari önünde Gaznelileri karsiladi. Üç gün süren savas sonucunda Gazneli ordusu agir bir yenilgiye ugratildi (22-24 Mayis 1040). Gazneli Mesut beraberindeki 100 kadar atli ile ancak kaçabildi ise de Hindistan’a giderken kendi adamlari tarafindan öldürüldü.

Dandanakan Savasi, Selçuklular için bir dönüm noktasi olmustur. Aslinda Serahs Savasi’yla fiilen kurulmus olan devlet, bu savas neticesinde hukuken bagimsizligini kazanmis, bölge ülkeleri ve halife Selçuklu devletini tanimistir. Böylece bölgedeki en büyük güç hâline gelen Selçuklular, Türkleri bir bayrak altinda toplamaya baslayacak ve Islâmiyet’in öncülügünü üstleneceklerdir.

Dandanakan Savasi’nin hemen ertesinde Tugrul Bey Selçuklu Sultani ilân edildi. Merv’de yapilan kurultayda devlet teskilâti düzenlendi. Selçuklu ülkesi ve ele geçirilmesi plânlanan memleketler Selçuklu hanedanina mensup üç lider arasinda taksim edildi. Buna göre merkezi Merv olmak üzere Ceyhun ve Gazne arasindaki bölge Çagri Bey’e; Herat merkez olmak üzere Bust -Sistan arazisi Musa Yabgu’ya verildi. Tugrul Bey Sultan unvani ile baskent Nisapur’da kaldi, Irak kendisine baglandi. Çesitli bölgelere gönderilen diger hanedan üyeleri de Sultan Tugrul’un emrine verildi. Bunlar daha sonra Büyük Selçuklulara bagli kalmakla beraber kendi devletlerini kurdular.

Hanedan üyeleri kendilerine ayrilan topraklari birer birer zapt ediyordu. Doguda yapilan seferlerde Çagri Bey Gaznelileri tamamen Horasan’dan çikardi, Belh sehrini ele geçirdi. Karahanlilari baris yapmak zorunda birakti. Çagri Bey’in oglu Yakutî Hint denizi kiyilarindaki Mekran’i aldi. Diger oglu Kara Arslan Kavurd ise Buveyhîler’in hâkimiyetindeki Kirman’i , Hürmüz Emirligi’ni ve Umman’i Selçuklu idaresine bagladi. Tugrul ve Çagri Beylerin birlikte çiktigi seferde Harezm bölgesi tamamen Selçuklulara geçti. (1043)

Tugrul Bey Iran’daki birçok bölgeyi bizzat çiktigi seferle ele geçirdi. Tugrul Bey’in üvey kardesi Ibrahim Yinal, Iran’in en önemli merkezlerinden Rey sehrini zapt etti ve Tugrul Bey’i buraya davet etti. Tugrul Bey, fetih bölgelerine daha yakin olmasi sebebiyle Nisapur’ u birakarak, Rey’i devletin yeni baskenti yapti .(1042)

Tugrul Bey zamaninda Bizans ve Gürcülere karsi da büyük basarilar saglanmisti. Arslan Yabgu’nun oglu Kutalmis ve Ibrahim Yinal, Bizans-Gürcü kuvvetlerini Pasinler Savasi ile büyük bir hezimete ugrattilar (1048). Bu savasta Gürcü Krali Liparit esir edilmis; Istanbul’daki yikik bir caminin onarimi ve Tugrul Bey adina burada hutbe okunmasi sartiyla serbest birakilmistir. 1054 yilinda Tugrul Bey Azerbaycan’daki mahallî hükümdarlari itaat altina aldiktan sonra Anadolu’ya yönelmis ve Malazgirt’i kusatmistir. Ancak kisin yaklasmasi üzerine geri dönmüs, Yakutî’yi Anadolu akinlarini devam etmekle görevlendirmistir. Tugrul Bey, Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrullah’in istegi üzerine, Siî Büveyhogullarinin tehdidi altindaki Bagdat’a 1055 ve 1058’de iki kez girmis ve böylece “dogunun ve batinin hükümdari” unvanini bizzat halifeden alarak, Selçuklularin Islâm dünyasinin koruyucu liderligini üstlendigini kabul ettirmistir.Devletin kurulusunda önemli rol oynayan Çagri Bey 1060’ta ve Sultan Tugrul Bey ise 1063’de öldü. Çagri Bey cesareti ve kumandanligi, Tugrul Bey ise adaleti ve siyasî zekâsiyla, II. Göktürk Devleti’ndeki Bilge ve Kül-Tigin kardesleri hatirlatan büyük sahsiyetlerdir.

Tugrul Bey’ in çocugu yoktu.Bu sebeple Selçuklu tahtina Çagri Bey’in büyük oglu Süleyman’i vasiyet etmisti. Ancak Çagri Bey’in diger oglu Alp Arslan bunu kabul etmedi. Henüz çocuk yastayken babasini temsil eden Alp Arslan, Karahanli ve Gaznelilere karsi basarilar elde etmis, onlari itaate zorlamisti. Bu sebeple Selçuklu tahtinin hakki oldugunu düsünüyordu. Ayni zamanda Arslan Yabgu’nun oglu Kutalmis da kendini sultan ilân etmisti. Askerlerin destekledigini alan Alp Arslan, Kutalmis’in isyanini bastirdi ve Rey’de tahta çikti. Nizamülmülk’ü vezirlige getirdi (1064).

Alp Arslan, devlet nizamini saglar saglamaz Azerbaycan ve Anadolu üzerine sefere çikti. Tugrul ve Çagri Beyler, henüz devlet kurulmadan bu bölgelere akinlar düzenlemisler, kalabalik Türkmen kitleleri batiya yönelmislerdi. Bu sebeple Alp Arslan, yeni fetih alani olarak Anadolu’yu seçmistir. Alp Arslan Azerbaycan ve Kafkasya’da birçok kaleyi ele geçirdikten sonra Dogu Anadolu’ya girdi. Hiristiyanligin dogudaki en güçlü kalesi olan Ani’yi siddetli bir kusatmadan sonra ele geçirdi. Ardindan Kars’a girdi (1064).1065 yilinda, atalarinin ilk yerlestigi sehir olan Cend’e gitti ve Kipçaklari hâkimiyeti altina aldi. Kirman Meliki Kavurd’un isyanini da bastiran Alp Arslan, böylece devletin dogu sinirlarinin emniyetini saglayarak, bütün gayretini Anadolu’ya sarf etmeye basladi.

Sultan Alp Arslan Azerbaycan üzerinden Malazgirt’e gelerek burayi kisa sürede ele geçirdi . Ardindan Ahlat, Meyafarikin (Silvan), Amid (Diyarbakir) ve havalisini fethetti .

Sultan, Abbasi halifeligini tehdit eden Misir Fatimî Devleti’ne karsi sefere hazirlandigi sirada Bizans Imparatoru Romen Diyojen’in Dogu Anadolu’ya ilerledigini ögrendi. Sam’a yürümekten vazgeçen sultan, hizla geri döndü ve Malazgirt’te Bizans ordusunu agir bir yenilgiye ugratti. Bu savas sonuçlari itibariyla Dandanakan’dan sonra cereyan eden en önemli meydan savasidir. Bu savastan sonra Türkler için Anadolu’da yeni bir dönem baslar.Sultan Alp Arslan, Malazgirt’ten sonra çikan karisikliklari bastirmak amaciyla Maverâünnehir üzerine sefere çikar. Ancak burada esir alinan bir kale komutani tarafindan hançerlenir ve 25 Kasim 1072’de vefat eder .

Alp Arslan, kendinden sonra tahta geçmesi için oglu Meliksah’i veliaht olarak hazirlamisti. Nitekim Alp Arslan’in ölümü üzerine Meliksah henüz 18 yasinda iken sultanliga getirildi (1072). Meliksah öncelikle sinirlara tecavüz eden Karahanli ve Gazneliler’i yenerek, barisa zorladi. Ardindan amcasi Kavurd’un isyanini bastirdi (1073).

Devlet merkezi Rey’den daha güneydeki Isfahan’a tasindi. Bizans’in Malazgirt’ten sonra anlasmaya uymamalari üzerine Anadolu akinlari hizlandirildi. Kutalmis’in ogullari ve bazi Türkmen reisleri Bati Anadolu’ya kadar akinlar düzenlediler. Bu arada Türkmen liderlerinden Atsiz Suriye’yi ele geçirdi. Kudüs sehri Fatimîlerden alindi. Meliksah, kardesi Tutus’a Suriye’nin idaresini verdi (1078).

Anadolu fatihlerinden Artuk Bey, Meliksah’in emriyle Arabistan Yarimadasi’ndaki Hicaz, Yemen ve Aden’i Selçuklu topraklarina katti.

Meliksah 1087’de çiktigi sefer sonucunda Karahanlilarin dogu kolunu da hâkimiyeti altina aldi. Sultan Meliksah henüz 38 yasinda iken zehirlenerek öldü ( 1092).

Meliksah zamaninda Büyük Selçuklu Devleti en genis sinirlarina ulasmistir. Bu sinirlar, batida Anadolu ve Misir’dan, doguda Balkas ve Isik gölüne; kuzeyde Kafkaslardan güneyde Arabistan Yarimadasi’na kadar uzanmaktaydi.

Büyük Selçuklu Devleti’nin Dagilisi

Meliksah döneminde Selçuklu Devleti en parlak yillarini yasamistir. Ancak Meliksah’in ölümünden sonra gelisen bazi olaylar devletin gücünü kirar. Büyük Selçuklularin dagilisini hizlandiran gelismeleri söyle siralayabiliriz :

Haçli Seferleri: Türklerin Anadolu’yu fethi ve Bizans’i tehdit etmesi, Kudüs’ün Müslümanlarin eline geçmesi gibi sebepler, Hristiyan dünyasini ortak hareket etmeye yöneltmisti. Meliksah’in ölümüyle baslayan taht mücadelelerini firsat bilen Hristiyanlar, haçli seferlerini baslattilar (1096). Suriye ve Filistin’in büyük bölümü Haçlilarin eline geçti.

Bâtinîlik Hareketleri: Misir’daki Siî Fatimîler, Selçuklu Devleti’ni zayiflatmak ve kendi propagandalarini yapmak için adamlar yetistiriyordu. Bu kisiler Islâmiyet’le tamamen ters düsen inanislar tasidiklarindan Bâtinî adiyla anilmislardir. Bunlardan biri de Hasan Sabbâh’dir.

Cahil kitleler arasinda taraftarini artiran bu kisi Hazar’in güneyinde yer alan Alamut kalesini ele geçirmis ve burayi üs olarak kullanmistir (1090). Hashas gibi uyusturucularla kendine bagladigi fedaîler vasitasiyla, devletin ileri gelenlerine suikastlar tertip etmislerdir. Nitekim Meliksah’in ünlü veziri Nizamülmülk de bu fedaîler tarafindan öldürülmüstür.

Meliksah bu kötülük yuvasini yikmak için Türkmen reisi Kizil Sarig’i Alamut’a yollamis, fakat sultanin ölümü üzerine kusatma kaldirilmistir. Batinîlik hareketi XIII. yüzyil ortalarina kadar faaliyetine devam etmistir.

Iç Mücadeleler: Selçuklu Devleti’nin dagilmasinda esas rol oynayan, kendi aralarindaki mücadeleler olmustur. Taht kavgalari, bagli beyliklerin bagimsizligini ilân ederek birbirleriyle mücadele etmeleri ve isyanlar ülkenin düzenini bozmustur .

Meliksah’in ölümü üzerine Selçuklu tahtina oglu Berkyaruk geçmisti (1092). Fakat Suriye Selçuklu Meliki Tutus yegeninin hükümdarligini kabul etmeyerek, taht üzerinde hak iddia etti. Tutus, Berkyaruk ile yaptigi savasi kaybetti ve öldü (1095). Bu zafere ragmen Bâtinî ve Haçli hareketleri karsisinda basarili olamayan Berkyaruk, henüz 25 yasinda iken öldü (1104). Berkyaruk’tan sonra Selçuklu tahtina kardesi Mehmet Tapar geçti (1104-1118) . Haçlilar ve Gürcülere karsi bazi basarilar kazanildiysa da iç mücadeleler birligin saglanmasini engelliyordu.

Mehmet Tapar’in ölümünden sonra tahta oglu Mahmut geçmisti. Meliksah’in diger oglu Horasan Meliki Sencer kendini sultan ilân etti ve Mahmut’u himayesine aldi (1119). Böylece Sencer büyük sultan olurken, Mahmut Irak Selçuklu Sultani olarak kaliyordu. Selçuklu baskentini Merv’e tasiyan Sultan Sencer, Büyük Selçuklu Devleti’nin son büyük hükümdaridir. Onun zamaninda devlet tekrar eski gücünü toparlamaya baslamistir. Bu sebeple Sultan Sencer zamani için ikinci imparatorluk devri adi verilir.

Sultan Sencer henüz Horasan meliki iken Gaznelileri ve Karahanlilari, 1121’de ise Afganistan’daki Gurlu Devleti’ni kendine baglamistir. Ayrica Selçuklu ülkesinin tamaminda hâkimiyet kurarak birligi saglamisti. Fakat 1141 yilinda dogudan gelen Kara-Hitaylar ‘a karsi yaptigi Katavan Savasi’nda yenilince itibarini kaybetti. Maverâünnehir Kara-Hitaylarin eline geçti . Ülkede tekrar otorite boslugu dogdu. Nitekim Iran asilli memurlarin fazla vergi istemesi üzerine, devletin asil unsuru olan Oguzlar (Türkmenler) isyan ettiler, daha fazla toprak istediler. Sultan Sencer soydasi oldugu Oguzlara esir düstü (1153). Oguzlar Horasan bölgesini ellerine geçirdiler. Sultan Sencer serbest birakildi. Fakat bir müddet sonra öldü. Sencer’in ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti fiilen son bulmustur (1157).Büyük Selçuklu Devleti, Karahanlilar ve Gazneliler ile baslayan Türk-Islâm devlet gelenegini saglam temellere oturtan ilk büyük cihan devletidir. Daha sonra kurulan Türk devletlerine her açidan örnek olmuslardir .

Büyük Selçuklulara Bagli Devletler

Dandanakan Savasi’ndan sonra yapilan kurultayda ülkenin çesitli bölgelerine hanedan üyelerinin idareci olarak gönderildigini belirtmistik. Gönderildikleri bölgelerde, devlete bagli kalmak sartiyla kendi idaresini kuran bu kisiler, Meliksah’in ölümünden sonra (1092) bagimsizliklarini ilân etmeye baslamislardir. Bu dönemde ülke dörde bölünmüstür: Irak ve Horasan, Kirman, Suriye ve Anadolu.

Irak ve Horasan Selçuklulari (1092-1194)

Irak ve Horasan Selçuklu Devleti’nin merkezi durumundaydi. Sultan Mehmet Tapar’dan sonra Selçuklu tahtina geçen oglu Mahmut tahta geçtigi sirada amcasi Sencer Horasan meliki idi. Sencer Mahmut’u tahttan indirdi ve himayesine aldi. Mahmud, merkezi Hemedan olan Irak Selçuklu Devleti sultanligina getirilirken, Sencer büyük sultan sifatiyla Horasan’daki Merv’de tahta oturdu. (1119) Irak Selçuklulari, Azerbaycan’dan Fars bölgesine, Horasan Selçuklulari ise Maverâünnehir’den Afganistan’a kadar uzanan bölgeleri içinde barindirmaktaydi. Irak Selçuklularinin son sultani III. Tugrul devrinde yönetim aslinda atabeylerin eline geçmisti. Sultan Tugrul’un Harezmsah Tekis’e yenilmesiyle Irak Selçuklularinin topraklari Harzemsahlara geçti (1194).

Kirman Selçuklulari ( 1092-1187)

Çagri Bey’in oglu Kavurd , Selçuklularin Kirman kolunun basi idi. Iran’in güneyinde yer alan Kirman’dan baska Fars, Hürmüz ve Umman’i da zapt etmisti. Birkaç kez isyan eden Kavurd Sultan Meliksah tarafindan bogdurulmustu. Yerine geçen ogullari Selçuklulara bagli kaldilar. Bir ara Gurlular’in hâkimiyetine giren Kirman Selçuklularina Oguz Basbugu Dînar tarafindan son verilmistir (1187).

Suriye Selçuklulari ( 1092-1117)

1077 yilindan beri Suriye Selçuklu meliki olan Tutus, kendini sultan ilân ederek, Berkyaruk’un üzerine yürümüs, fakat yenilmisti (1095). Ogullarindan Ridvan Halep’te, ve Dokak Sam’da hâkimiyetlerini ilân ettiler. Halep hakimi Ridvan Haçlilarla mücadele etti. Bir ara sinirlarini Güney Anadolu’ya kadar genisletti. 1117’ye gelindiginde her iki bölgede de hâkimiyet, atabeylerin eline geçmisti.

Türkiye Selçuklulari (1075-1308)

Türkiye Selçuklulari kolu, Arslan Yabgu’nun oglu Kutalmis’in neslindendir. Kutalmis’in oglu Süleyman Sah 1075’te Iznik’i almis ve oglu I. Kiliçarslan burada hükümdarligini ilân etmistir (1092). Daha sonralari Konya baskent olmustur. Türkiye Selçuklulari Ilhanlilar tarafindan ortadan kaldirilmistir (1308).

Atabeylikler

Ülke idaresini ögrenmek için çesitli bölgelere gönderilen sehzadeleri egitmek ve onlara vekillik etmekle görevlendirilen tecrübeli komutanlara atabey denilmektedir. Atabeyler Selçuklu Devleti’nin zayifladigi zamanlarda bölgedeki gücünü ve nüfuzunu artirarak, idareyi tamamen ellerine geçirmislerdir. Böylece atabeylik adi verilen sülâleler ortaya çikmistir. Büyük Selçuklular zamaninda ortaya çikan atabeylikler sunlardir:

Salgurlular (1147-1284)

Oguzlarin Salgur (Salur) boyundan Atabey Sungur tarafindan kurulmustur. Güney Iran’daki Fars bölgesinde kuruldugu için Fars Atabeyligi olarak da bilinir. Merkezi Siraz idi. Ilhanlilarin hâkimiyetinden sonra 1284’te sülâle sona ermistir.

Ildenizogullari (1146-1225)

Ildenizliler veya Azerbaycan Atabeyligi de denir. Kipçak Türklerinden Semseddin Il-deniz’in kurdugu Atabeyligin merkezi Tebriz idi. Zamanla çok güçlenen ildenizliler, Azerbaycan’dan baska bütün Irak’a, Hemedan ve Isfahan’a da hâkim oldular. Celâlettin Harzemsah 1225’de Tebriz’i ele geçirince bu atabeylik sona ermis oldu.

Beg-Teginogullari (1146 -1232)

Musul Atabeyi Zengî’nin valilerinden Beg-tegin oglu Zeyneddin Ali Küçük tarafindan kurulmustur. Merkezi Erbil olup, Sehr-i Zor, Hakkari, Sincar ve Harran atabeyligin sinirlari içerisindeydi. Ülkeyi 44 yil basariyla yöneten Kök-Böri, Anadolu Selçuklularina bagliydi. Ölünce, vasiyeti geregi Erbil Abbasi halifeligine verildi (1225).

Böriler (Sam Atabeyligi) (1128-1154)

Suriye Selçuklulari’nin Sam kolu, Atabey Tugtekin tarafindan yönetiliyordu. Oglu Tacü’l-mülk Böri babasinin ölümü üzerine idareyi ele aldi. Pek güçlü olmayan bu atabeylik, Zengî Atabeyi Nureddin Mahmut tarafindan ortadan kaldirildi (1154).

Zengîler (1127-1259)

Meliksah’in Halep Valisi Ak-Sungur’un oglu Imadeddin Zengi’nin Musul valiligine getirilmesiyle kuruldu (1127). Haçlilara karsi verdikleri mücadelelerle öne çikmislardir. Imadeddin Zengî, Haçlilardan Urfa’yi alinca Avrupalilar II. Haçli Seferi’ni düzenlemislerdir (1137). Zengî’nin ölümünden sonra atabeylik Musul ve Halep olmak üzere iki kola ayrildi (1146). Halep’teki oglu Nureddin Mahmut haçli kontluklarina karsi basarili mücadeleler verdi. Sam’daki Börileri kendine bagladi. Haçlilarla is birligi yapan Misir Fâtimî Devleti’ni ortadan kaldirdi (1171). Nureddin Mahmut ölünce atabeylik Eyyûbî ailesine intikal etti (1174). Nihayet 1259’da Ilhanlilar atabeyligin tamamini isgal ettiler.