Yanlış ve Acele Kararlar Uzun Süreli Pişmanlıklara Neden Olur

10. Mart.2018 – 28. Haziran 2019

İmha edilen terörist sayısı: 1635
İmha edilen hedef: 1230
Operasyon derinliği: 35-40 km.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyinde ilerleyişi

Harita 1. Aralık 2017. TSK Kani Rash ve Bermiza’ya girdi ve bölgeyi kontrol altına aldı.

Harita 2. Haziran 2018. TSK güney ve doğu istikametinde ilerleyerek Hakurk bölgesini güneyden geçip Sur’a kadar ulaştı ve bölgeyi kontrol altına aldı.

Harita 3. Ekim 2018. TSK kontrol altına aldığı koridoru yeni yerleri kontrol altına alarak Kuzey-Güney yönünde genişletirken İran kendi sınırına bitişik Kalishin’i kontrol altına aldı.

Harita 4. TSK Sur’dan hareketle Kuzeydoğu istikametindeki Sekif dağı ve çevresini kontrol altına aldı.

27. Mayıs 2019 Pençe harekâtı başladı. Pençe harekâtı ve onunla paralel operasyonlarda Hakurk, Avaşin-Basyan, Zap ve Metina bölgelerinde çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi, silah mevzileri, depolar, sığınaklar imha edildi.
Son günlerde Pençe-2 harekâtı başladı ve TSK hava ve kara unsurlarıyla Kandil dağındaki ana PKK kampı dâhil tüm bölgede gerekeni yapmaya devam ediyor.

Şimdi ordumuzun başarısına sevinmenin ötesinde bir iki konuya dikkat çekelim.

  1. Sınırları içinde askeri harekât yaptığımız Irak Merkezi Yönetiminden daha önce olanın aksine bu harekâtlara karşı çıkan yumuşak bir açıklama bile gelmiyor.
  2. Bağımsızlık referandumundan sonra Türkiye’nin desteğini kaybedince ne duruma düştüğünü ve güvendiği dağlara (ABD) kar yağınca ne hallerde kaldığını gören Kuzey Irak Kürt Bölgesi Yönetimi Başkanı dâhil bölge politikacıları sürekli Türkiye’ye gelip gidiyorlar ve onlardan da TSK’yı köstekleyecek bir açıklama veya hareket görülmüyor.
  3. Daha önce de birkaç harekât yapmış olmasına rağmen Kandil dağında PKK’nın yuvalanmasına hatta gerektiğinde dağın kendi sınırları içinde kalan kısmına kaçmalarına göz yuman İran, bu kez bölgenin kuzey batısında Irak sınırları içindeki bir bölgeyi kontrol altına almış durumda ve PKK’yı buradan sıkıştırıyor gibi.
  4. Türkiye-Irak ve İran arasında PKK’ya karşı işbirliği toplantıları yapılıyor ve Irak ordusu ikinci Kandil yapılmaya çalışılan Sincar bölgesine yakın bir gelecekte güçlü bir harekât yapacak gibi duruyor.
  5. TSK’nın kontrol altına aldığı ve üs bölgeleri kurduğu alan ile Kandil dağındaki ana PKK kampı arasında sadece 24 km mesafe kaldı

Harita 5. TSK’nın harekât yaptığı bölgenin konumu ve Suriye’nin kuzeyine giden PKK ikmal hattını kesme potansiyeli.
Görünen o ki Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK vasıtasıyla bir terör alanı kurmak için güçlü yatırımlar yapan ABD’nin işi giderek zorlaşıyor. Aslında bu zorluk Irak’ta da artık gizlenemeyecek boyutlara ulaşmış durumda. Ne mi demek istiyorum:

  1. Irak’ta duruma hâkim görünmelerine rağmen ABD şirketleri elde ettikleri petrol bölgelerini Rus şirketlerine kaptırdılar.
  2. Asıl hedefleri olan İran ile gerginliği arttırdıkça Şiilerin elinde bulunan Irak Merkezi Yönetiminin İran ve Irak Şiiliği arasındaki farklara rağmen İran’a yaklaşmasını önleyemez oldular.
  3. Irak’ın kuzeyinde kurduracakları Bir Kürt Devletinin farz ettikleri İran yayılmacılığını engelleyebilecek güce hiçbir zaman sahip olamayacağını artık fark ettiler.
  4. Bu bölgede destekledikleri PKK eliyle Türkiye gibi bir devleti sarsma hayallerinin saçmalığını herhalde artık kavramışlardır.
  5. Bölgedeki en eski ve en sağlam müttefikleri (!) olan Türkiye’ye karşı tavırlarıyla onun en önemli rakipleri ve düşmanları saydıkları Rusya ile en azından belli alanlarda işbirliği yapmak zorunda kalmasına neden oldular.
  6. Gelişmeler bu şekilde devam ederse Suriye’nin kuzeyi için kurdukları ve Türkiye’nin El-Bab ve Afrin’e yönelik harekâtları ile bir ucu tıkanan terör koridoru hayallerinin diğer ucununda kapanmasıyla iyice suya düşeceğini hala anlamadılarsa yakında anlayacaklar.

Liste daha da uzatılabilir ama asıl söylemek istediğimize gelelim:
Her zaman söylediğim gibi küresel güçler oyunlarını oynar ve küresel olmayıp ancak bölgesel güç olma şansına sahip ülkelerin bu oyunları baştan engelleme şansı yoktur. Ancak her küresel oyun bir küresel güç ile bir veya daha fazla bölgesel güç arasında olmaz. Genel olarak başka küresel güçler de oyuna katılır ve işte bu durumda bölgesel güçlerin oyunu bozma şansı güçlenir. Bu yüzden küresel güç oyununu oynarken öncelikle oyun sahasını iyi tanımak, rekabet edebilecek diğer küresel güçleri ve onların potansiyellerini, oyun bozma yeteneği olan bölgesel güçleri iyi hesaplamak ve bölgesel güçler içinde güvenilir ve amaca hizmet edebilecek güçte müttefikler bulmak zorundadır.

Anlaşılan o iki ABD bölgedeki gerçek stratejik ortağını (İsrail) kollamaya ve sözde onun en güçlü düşmanı sandığı İran’ı sınırlamaya çalışırken, Irak’a müdahale ile başlayan çok uzun bir yolu Türkiye’yi de içine alan harita değişiklikleriyle tamamlamayı amaçlamış. Bu arada doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklar üzerinde de oyun kurucu olmayı planlamış. Bölgeyi gerektiği kadar tanımadan, müttefik olarak seçtiklerinin kabiliyetleri iyi tartamadan yola çıkanların varacakları sonuç hüsrandır. Nitekim şu ana kadar ortaya çıkan sonuçlar ABD’nin en güçlü düşman olarak tanımladığı Rusya’nın çok az maliyetle hiç beklenmedik sonuçlara ulaşmasına, İran’ın etkisinin ise daha da artmasına yol açmıştır.

Yaşananlardan akıl alınsa belki de zaman zaman söyledikleri gibi bölgeyi yerel müttefiklerini hesaba katmadan terk etmeleri onlar açısından en doğrusu olurdu ancak bazı hırslar gözleri kör ediyor veya bazı bağlantılar terk edilemiyor gibi. Öyle sonuçlara yol açtılar ki inanılır gibi değil. Sıralayalım:

  1. Tarihinde ilk kez Türk ve Rus silahlı kuvvetleri ortak harekâtlar düzenledi.
  2. Tarihte ilk kez TSK gerçekten önemli stratejik Rus silahları almaya yöneldi.
  3. Türkiye ve Irak çok uzun soğukluk ve uzaklık dönemlerinden sonra en azından bir ortak paydada birleşti (PKK tehdidi).
  4. Güya ABD’nin stratejik ortağı olan Türkiye, işgal sonrası tüm siyasi dengeleri ABD tarafından dayatılmış ve halen işgal altında olduğu tüm dünya tarafından kabul edilen Irak ve ABD’nin güya en önemli düşmanı İran aynı terör örgütüne karşı birlikte hareket ediyor.
  5. Tarihi birbiri ile çatışmakla geçmiş Türkiye ve Rusya ileriye dönük askeri işbirliği projeleri üzerinde çalışıyor vb.

Onlar hala doğu Akdeniz’deki kaynakların çıkarılması konusunda Rum tezlerini desteklemekle, Temsilciler Meclislerinden Rumlara 32 yıldır sürdürdükleri silah ambargosunu kaldıran bir kanun çıkarmakla, İran’ı bu coğrafyada kara harekâtı yapamayacaklarını bilmelerine rağmen savaşla tehdit etmekle, Türkiye’ye şu anda seviyesi bilinmeyen düzeyde yaptırımlar uygulamaya hazırlanmakla meşguller.

Yoları açık olsun. Allah şaşırtır inşallah. Aslında şaşırtmış da pek farkında değiller. Başlığı tekrarlayalım: Yanlış ve Acele Kararlar Uzun Süreli Pişmanlıklara Neden Olur. Adı geçen küresel gücün yaptığı hatalar beni hiç ilgilendirmiyor ve benim derdim kendi milletimin bu küresel oyun içinde kendi açısından ne kazanımlar elde edebileceğidir. Doğal olarak kefaretler ödemek de gerekecek ama bu ödeme Milli bağımsızlık ve egemenliğimizi ispat edebilmek için gerekli görünüyor. Yeter ki onların yaptıkları yanlışları biz de yapmayalım yani yanlış ve acele kararlarla tuzaklara düşüp sonradan yanmayalım.

Prof. Dr. Selçuk Kırlı
Türk Ocakları Derneği Bursa Şube Başkanı