Açıklama
Türk tarihinin en acılı yıllarından birisi olan 1915’ten bu yana 100 yıl geçmiş olması nedeniyle, geçen yılların kendi tarihleri açısından kilit önem taşıdığını düşünen Ermenistan ve Dünya Ermenilerinin, uzun yıllardır söyledikleri yalanların tüm dünyada vurgulanması için büyük kampanyalar yürütmeleri bekleniyordu.
Bu beklenti sadece Türk ve Ermenileri değil söz konusu mesele ve yalanların başlangıçtan bu yana uluslararası nitelikte olması nedeniyle Avrupalı ve Amerikalıları da ilgilendiriyordu. Yalanları yaymak ve kabul ettirmek için Ermeni tarafı sıkı çalışmış ancak bu güne dek ya kendi anlattıklarının gerçekliğini kanıtlayamamış ya da gerçeklerin ortaya çıkarılması ile zaten ilgilenmemişti. Şu anda Ermenistan arşivlerinin konu ile ilgili kısmının hala araştırmacılara açık olmaması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin arşivlerini açarak Ermenilere konunun birlikte araştırmasını teklif etmesine rağmen ne ikili ne de başka ulusların araştırmacılarının da katılımıyla bu tür araştırmaların yapılamaması, onların gerçekleri önemsemediği hatta gerçeklerden çekindiklerinin açık delilidir. Yüz yılı aşkın süredir devam eden yalan propaganda çalışması sonucunda elde ettikleri, olayların gerçekleştiği coğrafyanın çok uzağındaki ülkelerden (örneğin Uruguay) başlayarak, daha yakın ve olayların gerçekleşmesinde açıkça katkısı bulunan ülkelere kadar (örneğin Rusya ve Fransa şimdi de Almanya), 28-29 ülkeden oluşan bir yelpazeye [Dünyadaki devletlerin sayısı ile kıyaslandığında azınlık, ancak Türkiye için önemli ülkeleri de kapsıyor] “Türklerin Ermenilere Soykırım Uyguladıkları” yalanını kabul ettirmiş görünmeleridir.