Bursa’da Cengiz Aytmatov Anıldı

Türk Ocakları Bursa Şubesi’nin öncülüğünde, Uludağ Üniversitesi’nin katkılarıyla Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen geleneksel Bilgi Şöleni / Sempozyum’un bu yılki konusu dünyaca ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’du… Dün başlayan ve iki ayrı salonda eş zamanlı oturumlarla devam eden sempozyum bugün sona erecek…

2014 yılında büyük fikir insanı İsmail Gaspıralı, 2015’te duayen tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık, 2016 yılında büyük şair Şehriyar konulu sempozyumlar düzenlenmişti…

Dün sempozyumun açılışına Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Cengiz Aytmatov’un oğlu ve Kırgızistan eski Dışişleri Bakanı Askar Aytmatov ile İstanbul Başkonsolosu Erkin Spokov, Türk Ocakları Bursa Şubesi Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kırlı ile dernek merkez yönetiminden Ayşe Fili Yavuz da katıldı…

Sempozyumu Uludağ Üniversitesi’nin yanı sıra çeşitli üniversitelerden gelen öğrencilerle liselilerin yanı sıra çok sayıda akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi izledi.

Oturumlarda salonlar doluydu.

Etkinlikte 9 oturumda 50 civarında bilim insanı çeşitli yönleriyle Aytmatov’u anlattı…


Başkan Prof. Dr. Kırlı şöyle konuştu.

“İsmimiz dünyanın farklı köşelerinde başka şekillerde anılsa da aynı soyun evlatları olarak en önemli görevlerimizden birisi, değerlerimizin unutulmasını engellemek ve o değerlerin ürettikleri insanı değerleri bütün insanlara mal etmektir…”

‘TÜRKİYE İKİNCİ EVİYDİ’

Bursa’ya ve Uludağ Üniversitesi’ne ilk kez gelen Askar Aytmatov ise etkinliği düzenleyen herkese teşekkür etti ve babasının kendisini hem Türk hem de Kırgız olarak tanımladığını, Türkiye’yi ikinci evi olarak gördüğünü anımsattı…

Kırgızistan İstanbul Başkonsolosu Erkin Spokov da Cengiz Aytmatov’un sadece Kırgızların değil tüm Türk dünyasının ortak dili olduğuna dikkat çekti…

Rektör Prof. Dr. Yusuf Ulcay şunları söyledi:

“Türk tarihinde ve destanlarında önemli ve özel bir yeri bulunan kurt figüründen yola çıkarak ölümsüz eserler bırakan Aytmatov, sosyal psikolojiye kazandırdığı mankurt kavramıyla bizlere uyarı niteliğinde çok önemli mesajlar vermektedir…”

Ardından da Türk Dünyasından Esintiler adlı müzik dinletisinde Doç. Dr. Cıldız İsmailova ve arkadaşları sahne aldı…

HAYATI ESERLERİNE DAHİLDİR

Öğleden sonraki eş zamanlı oturumlardan birini izledim…

Prof. Dr. Ramazan Korkusuz’un yönettiği oturumda Gülzade Cumakanova “Cengiz Aymatov’un Küçük İnsanları’nı anlatırken, yazarın Stalin döneminde çektiği sıkıntılara da değindi. Aytmatov’un tarihin nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çektiğini anlattı ve “Her gelenle tarihe farklı bakış açısı getirilmesi yanlıştır. Örneğin Stalin zamanında Kırgız tarihi resmi boyutta reddediliyordu, araştırma yapılamıyordu. Aytmatov, sansürün en güçlü olduğu zamanlarda bile Orhun ve Kültigin yazıtlarını bir mitolojinin içerisine koyarak ihtiyatlı bir şekilde ortaya çıkarmıştı…”

Prof. Dr. Salim Conoğlu ise “Hayattan Yansıyan Edebiyat Cengiz Aytmatov’un Romanlarında Eser Biyografi İlişkisi”ni gündeme getirdi.

“Cengiz Aytmatov’un hayatı da eserlerine dahildir” diyen Conoğlu, Aytmatov’un babasızlığının romanlarında babasız kahramanlar olarak yansıdığını, onu tek başına büyüten annesinin de romanlarındaki kadın kahramanlara taşındığın anlattı…
Ve yine romanlarda kent yaşamının olmadığını, bozkır ve köy hayatının yer aldığını, veteriner ve ziraat eğitiminin hayvanlar ve doğa betimlemelerine yansıdığını söyledi.

Prof. Dr. İbrahim Şahin ise “Beyaz Gemi; Simgenin Ölümü” başlıklı sunumda edebiyat ve alegori ilişkisine değindi ve Aytmatov’un romanlarında Beyaz Gemi’nin masalın simgesi olduğunu söyledi.

KIRGIZ DESTAN VE MASALLARI

Türk Dünyasında Bir Zirve Cengiz Aytmatov adlı sunumunda Doç. Dr. Cıldız İsmailova ise “Zaman zaman birbirinden ayrı düşen Türk dünyasında edebiyatın birliğini sağlayan Aytmatov’dur” dedi, Kırgız destanlarını, halk hikâyelerini özgürleştirerek 21. yüzyıla taşıdığını söyledi.

Minera Aliyeva Çıhar ise “Beyaz Gemi’deki Pedagojik Unsurlar” sunumunda etno pedagoji kavramına dikkat çekti… Aytmatov’un kitaplarında Kırgızların gelenek ve göreneklerini, değerlerini, geçmişini yansıttığını ve her bir eserinin etno pedagojik değerler taşıdığını ve toplumun her bir bireyini eğittiğini belirtti…

Ve etno pedagojiyi şöyle tanımladı:

“Bir toplumun tarihin derinliklerinden geliştirerek taşıdığı kendi etnik ulusal bilgi ve bilincinin aktarılmasını konu edinen ve çocuk yetiştirmede kullandığı bilgi ve öğretim yöntemlerinin araştırıldığı eğitim bilimi dallarlından biridir… Cengiz Aytmatov’un eserlerindeki en önemli ilke, yetişmekte olan genç nesillere milli ideoloji verilmesidir…”

H. Gül Kolaylı